Ana içeriğe atla

Kayıtlar

MANŞET

Halı Yıkama Dernekleri için 52 Toplantı Konusu - GPT4

Bu yazımızda da GPT4'ten Türkiye genelinde halı yıkama derneğine toplantılarında konuşabilecekleri konu önerileri aldık. İşte konuşulması, çözüm getirilmesi, araştırılması, bilinç ve hassasiyet kazanılması gereken 52 toplantı konusu: Halı yıkama sektöründeki güncel eğilimler ve gelecek projeksiyonları Yenilikçi halı yıkama teknolojileri ve uygulamaları Sektörde kalite standartlarının belirlenmesi ve uygulanması Sürdürülebilir ve çevreci halı yıkama yöntemleri Müşteri memnuniyetini artırmak için alınabilecek önlemler Eğitim ve sertifikasyon programlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması İşletme verimliliğini artırmak için iş süreçlerinin optimizasyonu Sektörde rekabet gücünü artırmak için stratejiler Sosyal medya ve dijital pazarlama kullanımı Halı yıkama işletmelerinin işbirliği ve ortaklık olanakları Üye işletmelerin sorunlarının tespiti ve çözüm önerileri İş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim ve farkındalık Halı yıkama sektöründeki düzenlemeler ve yasal mevzuat Yeni gir
En son yayınlar

Temsiad'a ChatGPT4'ten Tavsiyeler

Yapay zeka chat botları içerisinde en zeki olanı şimdilik ChatGPT4. Yaklaşık 4 aydır okumak istediğim kitaplarla ilgili fikrini sormaktan tutun, işletmelerimizle ilgili detaylı bilgi öğrenmeye kadar bu robot bir çok soruma profesyonel bir şekilde cevap verdi. Sektörümüze faydası dokunacağını umduğum bazı sorularım da oldu. Geçen yazıda sektörümüzün geçmişi, bugünü ve geleceğini konuştuğum GPT3.5 güzel bilgiler vermişti. Şimdi de derneğimiz Temsiad ile ilgili bazı bilgileri verdikten sonra ondan tavsiyeler istedim. İşte Temsiad için ChatGPT4 ile yaptığım söyleşi.  Soru 1: Derneğimize yapmasını tavsiye ettiğin faaliyetler var mıdır? Eğitim ve sertifikasyon programları düzenleyerek üyelerin ve çalışanlarının mesleki bilgi ve becerilerini artırmak. Bu sayede sektörün genel kalite düzeyi yükselir ve üyelerin rekabet gücü artar. Sosyal sorumluluk projelerine katılarak, dernek ve üyelerin toplum nezdinde itibarını artırmak. Örneğin, çevre dostu temizlik ürünleri ve uygulamaları konusunda fark

Yapay zeka ile halı yıkama sektörünü konuştuk.

2002 yılında Yapay Zeka* adında bir film izlemiştim. Filmin sahnelerinden birinde baş karakterin sorularına cevap veren, Dr. Know adında, Einstein'e benzeyen hologramlı bir arama robotu vardı. Sorulan her soruya yeterli cevabı verebilen bu sistem, sesle ve hologramla olmasa da yazılı olarak artık hayatımıza girmiş bulunuyor.  Hazır her şeye cevabı olan birilerini bulmuşken sektörle ilgili soru soralım dedik. Verilerinin kaynağı hakkında bilgi vermese de şimdiye kadar aldığım bilgiler ansiklopedi kalitesinden öteye geçmiş durumda. OpenAI** adlı şirketin geliştirdiği yapay zeka gelecek hakkında öngörüde bulunabiliyor, geçmişten bilgiler aktarabiliyor. İçerisine yüklenen veri setleri sayesinde sanki konuyla ilgili bütün kitapları okumuş bilgin birisi gibi cevaplar verebiliyor. Yanıt veremediği ve bilgisi dışında olan sorulara ise maruzatını açıklayan standart cevaplar veriyor. 2021 yılına kadar kaynağını bilemediğimiz kaliteli dijital veriler yüklenmiş gibi görünüyor. Türkçe sorulara

MOMENTUM KANUNU ve 10.000 SAAT KURALI

Newton, bu kanuna birinci hareket yasası demiş. Hareket ve konum korumayı anlatan momentum Türkçeye atalet veya eylemsizlik yasası olarak çevrilmiş. Detaylı tarife girmeyeceğim. Bildiğim momentum kanunu şudur. Duruyorsan durmaya devam eder ve seni harekete geçirecek büyük bir güce ihtiyaç duyarsın. Fakat hareket halindeysen, hareketli olmayı devam ettirmen zor olmayacak. Arabayı sürerken de ilk harekette en çok enerjiyi sarf ederiz. Roketlerde ve uçaklarda da kalkış anında enerjinin büyük kısmı kullanılmak zorunda. Borsada momentum efekt denen bir fenomene göre bir şirket geçmişte kazandırdıysa gelecekte de kazandıracaktır. Bu yasayı benim için önemli kılan ise iş hayatındaki faydası. İnsan sürekli bir işle meşgul olur ise, meşgul olmayanlardan daha başarılı olur. Taşı delen suyun gücü değil sürekliliğidir sözü buna örnek olarak verilir. Size konuyla ilgili 3 farklı sektördeki insanlardan bahsedeceğim. - Buz hokeyi pek bilgim olmayan bir spor. Amerikan buz hokeyi liginde en iyi oyuncul

İmalat Aşkı

Büyükbabam Asım hoca Erzurum'un merkez köylerinde ve Pasinler'de (Hasankale) fahri imamlık yapmış. Emekli olmadan önce kereste atölyesi varmış. Ben doğduğumda emekli idi. İlim ve hoşgörü noktasında şimdiki imamların çoğunu imrendirecek bir kapasiteye sahipti. Nüktedandı. Çocukluğumda büyük babam Asım hoca ile sanayiye babamın torna atölyesine her ay giderdik. Recep ustanın okul bitirme şansı pek yoktu. Ailenin en büyük erkek evladı olduğu için aileye geçim konusunda destek olması gerekiyordu. İlk okul 3. sınıfa geldiğinde babam okula devam etmeyip ailesine destek olmayı seçmişti bile. 1968'de Erzurum'da çocuklar ya sanayiye çırak olarak verilir veya ayakkabı boyama, simit satma gibi işlerle çalışırmış. Benim çocukluğumda da aynı usül devam ediyordu. Şimdilerde çırak bulmak mümkün değil.  Babam okulu bıraktıktan sonra yağmurlu çamurlu günlerde simitçilik, güneşli günlerde de ayakkabı boyacılığı işi yapıyor. Yine güneşli günlerden bir hafta sonu kazancının bir kısmı ile ü

TUTUNAMAYANLAR

 Oğuz Atay'ın ilk romanının ve güzel bir TRT dizisinin adı. Ben adına takıldım. Tutunamayanlar deyince aklıma hayatta hep kendini bir adım geride gören Anadolu insanı gelir. Halbuki Anadolu insanının değerleri ne kadarda ileridedir. Tutunamayanlar deyince bir de aklıma bazı halı yıkamacılar gelir. Kimisi batırdığı şirketten kalanla, kimileri de son atımlık kurşunuyla makine almaya gelir. Kimileri de borç harç girer bu işe. Çünkü başka bir işte tutunamamıştır. Tutunamayanlar halı yıkamada ne kadar tutunacak? Yukarıda örneklediğim arkadaşlarımdan bazıları gerçekten güzel bir düzen kurmuş durumda. Vicdanı rahat bir şekilde teslim ediyor halılarını. Fiyatları, kalitesi ile meslektaşlarına (tutunamayanlara) örnek olur pozisyona geldi bile. Aile bireyleri ile birlikte çalışsa bile onların hakkını hesap ediyor. Sigortalarını, maaşlarını muntazaman yatırıyor. Her gün az-çok sipariş geliyor. Düzenini devam ettiriyor. Kalitesini bozmadığı için fiyatta istediğini almakta zorlanmıyor. Ekonomik

KOLEKTİF ŞUUR

Kolektif şuur toplumdaki insanların sahip oldukları ortak duygu ve kabulleri ifade eden terim olarak tanımlanıyor. Kolektif şuur, toplumun fertlerinin tek bir ruh ve duygu etrafında birleşmelerini sağlıyor, böylece toplumların devamında önemli bir rol oynuyordu. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.* Böl, parçala, yönet, toplulukları kolaylıkla alt etmenin en bilinen yoludur. Kendinize yönetmek istediğiniz bir grup belirler, önce grubu ikiye böler, sonra iki grubu parçalara ayırır ve bu parçaları kolaylıkla yönetirsiniz. Karşınızda kolektif hareket eden bir grup olmadığı sürece onları ütmekte zorlanmazsınız. Maalesef dünya üzerinde güç odaklarının çoğu, insanları bu şekilde yönetiyor.  Kıratın yanında duran ya huyundan ya suyundan.* Kolektif hareket eden gruplara toplum daha da kıymet veriyor. Ülkemizdeki mesleki sivil toplum kuruluşları içerisinde en kolektif hareket eden yapılara mercek tutalım. Karşımıza servis şoförleri, taksiciler, otobüs-minibüs şoförleri gibi taşım

Susam Sokağında 30 Milyon Kelime

Sektörle ilgili olmayan bu yazılar için sizlerden müsaade istiyorum. Bu köşede pedagoji konusunda pek yazmak adetim değildir fakat bazı hususları yazmadan edemeyeceğim. Çocukluğumda evimizde sonradan renklendirilmiş bir Beko-Hitachi televizyon vardı. Geniş aile diyebileceğim evde üç kuşak bir aradaydı. Büyük babam emekli imam Asım hoca ajanstan haberleri izler sonra makamına (evin salonuna) çekilirdi. Türk-Japon ortaklığı ile üretilen yarının teknolojisi sloganı ile tüplü, kumandasız, 8 kanallı televizyonu bana bırakırdı. Aslında çok kanal yoktu. Tek kanal vardı. Sonradan şükür ki TRT GAP geldi. Susam Sokağı'nı reklamları ile birlikte izlemek çocukluğumun en verimli aktivitelerinden biriydi. Şapkasız çıkmam abi diyen Mazhar Alanson abimiz şarkı söyleyerek "Goodyear yuvama ulaştırır" derdi. İçimiz ısıtırdı o eski, tüplü, cızırdayan, kumandasız, 8 düğmeli televizyon. Keşke Z kuşağımızın o dönemdeki kadar hassas tasarlanan programları olsa TV'lerde. Çocuklarımdan dolayı

Sevelim, sevilelim

Hepimiz dünyada nefretin problem, sevginin çözüm olduğunu biliyoruz. Fakat insanlardan hiç bir zaman bu çözüme uygun bir hareket göremiyoruz. Zamanının en anlamlı şiirler yazan şairi Yunus Emre ne güzel demiş. Gelin tanış olalım, İşin kolayın tutalım Sevelim sevilelim, Dünya kimseye kalmaz Bunu söylerken Yunus Emre bize seslenmiyor mu? Nefret ettiklerimiz değil mi asıl muhatabımız. İnsan bildiğinden korkmaz. Bilmediğinden korkar. Gelin tanış olalım. Nefret ettiklerimizle, sevdiklerimizle. Bir kere daha tanıyalım onları. İşi kolay tutalım. İlişkilerde de tıpkı yüz kaslarımızdaki gibi nefret ettiklerimize daha fazla enerji ayırmamız gerekiyor. Gülerken harcanan enerji somurturken harcanan enerjiden kat be kat azdır. Severken enerji dolarız.  Fikrini desteklerken  Sevelim, sevilelim diyor ve bize psikolojimizi bozan her türlü depretif faaliyetlere tek bir ilaç veriyor. Bunun etkisini hangi antidepresan verebilir ki? Sevmek, sevilmek insanı ruhen ve bedenen sağlığa kavuşturan bir durum. B

MAZOT ZAMMI

Yazıyı okuyan tüm arkadaşların petrol istasyonlarının önünden geçerken gördükleri rakamlar karşısında dumura uğradığına eminim. Neredeyse 20 TL'yi geçen rakamlar. Belki 20 TL'ye bile razı olacağınız seviyelere ulaşacak. Peki neden akaryakıta sürekli zam geliyor? SAVAŞ & PETROL Değerli arkadaşlar biliyorsunuz ki petrol yatakları açısından zengin bölgelerde ekseriyetler belli periyotlarda savaş oluyor. Buna Rusya'da dahil. Sistemin çalışma şekli basit.  - Hammadde zengini ülkelerde savaş çıkar. - Bölgedeki ülkeler silah alımı yapar. - Hammadde fiyatları artar. - Daha çok savaş çıkar, daha çok silah satılır. - Savaşan ülkelerden daha çok imtiyaz koparılır. Maalesef coğrafyamızda belli zaman aralıklarında savaş çıkmasının nedeni üretilen ve tüketilmek zorunda olan silahlar. Bu ekonomik döngüde finansör tüm dünyada yaşayan insanlar oluyor. Çünkü aldığımız her emtianın taşınma işlemi yapılmak zorunda. Lojistik hizmetlerinin neredeyse tamamı hâlâ petrol fiyatlarına bağlı. Irak

REKLAMIN İYİSİ

Nöro pazarlama son zamanlarda çokça karşımıza çıkan bir pazarlama yöntemi. İnsanların duygularına hitap eden reklamlarda, bilinçaltını etkileyen pazarlama stratejilerinde bu yönteme sıkça rastlarız. Bu yazıda halı yıkama sektörünün toplumdaki itibarını yükseltebilmek için yapılmasını şiddetle tavsiye ettiğim bu reklam çeşidinden bahsedeceğim. Filmlerde çoğunlukla ürün yerleştirme ile viral olarak yapılan bir reklam çeşidi vardır. Sigaranın, alkolün, ateşli silahların reklamını umuma açık ekranlarda yapmanın yasak olduğunu biliyoruz. Fakat sinema, dizi ve internette dolaşan bir çok yapımda viral olarak bunların reklamı yapılıyor. Hem de en etkili tekniklerle. İdam edilmekte olan bir insanın son isteği filmlerde genel olarak bir sigaradır mesela. Veya bir yatak odası sahnesi sonrasında muhakkak partnerlerin elinde sigara görürsünüz. Başarılı bir satıştan sonra, uzun uğraşlar sonucu bir işi başardıktan sonra, hazineyi bulduktan sonra, bombayı imha ettikten sonra, rehineyi kurtardıktan son

REKLAMIN KÖTÜSÜ

Antalya'da PHTYD'nin düzenlediği harika organizasyonun ardından sizlerle uzun zamandır paylaşmak istediğim bir meseleyi yazmak istiyorum. Malumunuz GarMak'ın pazarlama departmanını yönetiyorum. Aynı zamanda çocukluğumdan beri pazarlamaya ve özellikle reklamlara önemli ölçüde ilgim var. Pazarlama dersleri en sevdiğim dersler, pazarlama kitapları ise en sevdiğim kitaplar olmuştur. Reklam konusunda yazı yazma cüreti gösterme sebebimi açıkladıktan sonra konumuza geçebiliriz. Reklamın kötüsü olur mu? Halı yıkama mesleğini toplumumuzun algılayış şekli gerçekleri yansıtmıyor. Halı yıkama mesleği alelade sıradan bir meslekmiş gibi görülüyor. Toplumumuz 100.000 TL yatırımla işletilen bir çiğköfte dükkanı sahibini iş adamı diye nitelendiriliyor. 200.000 TL'lik yatırım maliyeti ile döner, dürüm, kafe işletmecisi olabiliyor yatırımcı iş adamı titrini alabiliyorsunuz. Ki itirazım yok. Bu işi yapan arkadaşlar da değerlidir, kıymetlidir, iş adamıdır. Fakat en basit halı yıkama işletme

BİR TASARRUF HİKAYESİ

Hiç bir şey yapmadan yılda 8.000 TL tasarrufa ne dersiniz? Yapmanız gereken çok basit. Gemlik Enka Halı Yıkama işletmesi ortaklarından değerli dostum Sadık Buga'nın tavsiye ettiği kitap ile hayatım değişti. İnanın sizin de değişebilir. Hem de yılda 8.000 TL kazandırır. Bu yazıyı klasik içi boş yazılardan zannetmeyin. İnanın bu konuda çok insan istifade etti. Hem kesesi zarar görmedi hem de sağlığı. Neyden bahsediyorum sizce? 18 yaşımda dedemin bakkalında çıraklık yaparken en rahatsız olduğum şeydi sigara isteyen müşterilere hizmet vermek. Elinden tuttuğu küçük çocukla kapıdan giren ve girerken de ağzının kahvehanelere has kokusu ile dükkanı dolduran insanlar vicdanımı çok yaralamıştı. Çünkü ebeveynlere göre çocukların isteklerinin öncesindeydi sigara. Küçük Emrah filmleri ile büyümüş bir nesil olarak bu türden durumlara karşı aşırı hassasiyet geliştirmişiz. "Kaç para ulan bir flüt" demişti bir keresinde İbrahim Tatlıses. İşte benzer fakirliği yaşayan insanların yoğunlukta

FİYAT SEFERBERLİĞİ

Doğudan batıya, kuzeyden güneye ülke genelinde tüm dostlarımızdan fiyat güncelleme haberleri geliyor. Mesleki örgütlenme sektörün yüzünü güldürmeye başlayacak gibi görünüyor. Son zamanların aktif çalışan facebook grubu Halı Yıkamacılar Topluluğu* sektörün sorunları ile ilgili bir anket yaptı. Grup üyelerinin %35'ine göre en büyük sorun fiyat politikası. Fiyat konusu herkesin gündeminde olduğuna göre fiyatlama stratejileri konusunda bir şeyler söyleyebiliriz. FİYATLAMA KURGULARI Maliyet bazlı fiyatlama Maliyet hesabı üzerine makul miktarda kar eklenerek bulunur. Makul kâr piyasaya göre belirlenir. Rekabet önemlidir. Değer bazlı fiyatlama Maliyetleri göz ardı edip ürettiğiniz değerin alıcısı için ne kadar kıymetli olduğunu tespit ederek yapılan fiyatlamadır.  Değer bazlı fiyatlama sektörümüzde kullanılabilecek stratejidir. Çünkü bir facebook videosunda halı yıkamacı dostlarımızdan birisi "İnsanlar çocuklarını bakkala gönderemiyor. Biz sırtımızda kilolarca ağırlığı çift yönlü taş

Müşterilerimiz Sever Bizi!

Temsiad'ın ilginç işletme ödülü verdiği Ankara'da bulunan duygusal halı yıkama işletmesi sahibi, Metin ve Taşkın Yüksek kardeşleri ve pazarlama literatürüne kazandırdıkları "mor müşteri" tabirini* inceleyeceğim bu yazıda. Amerikalı yazar Seth Godin'in pazarlamanın 4 P'sine** kazandırdığı yeni P olan ve pazarlamada farklılaşmayı anlatan (purple cow) "mor inek"ten ilhamla üretilmiş bir tabirdir mor müşteri. Mor müşteri hizmet verenin eğittiği, markaya sadık, marka ile beraber yıllar içinde şekillenmiş, markayı farklılaştıran müşteridir. Karşılıklı güven ve samimiyetten dolayı müşterisi sever markayı. Bir podcast*** programında müşterilerimizi eğitiyoruz demişti Taşkın Yüksek. Yanlış duymadınız. Bir halı yıkama işletmesi müşterilerini eğitiyor. "Bizim müşterilerimiz sinekten yağ çıkarmıyor. Paranın peşinde koşmuyor bizim müşterilerimiz." diyor. Yani kendi müşterilerini verdikleri hizmet kalitesi ve katma değeri konusunda yeterince eğittikleri

FAKİRLEŞME!

 Gün geçmiyor ki TL'nin herhangi bir şey karşısında değer kaybettiğine dair farkındalığımız artmış olmasın. Geçtiğimiz gün, bu yılın başında 3.5 TL'ye aldığım Trabzon Ekmeği'nin 10 TL olduğunu öğrendim. Yani yılın başında iş ortağımız olan halı yıkama işletmeleri 1 metrekare halı yıkayarak 2 adet Trabzon Ekmeği alabiliyorken metrekare fiyatını 10 TL'ye güncelleyebilen dostlarımız aynı emek ile sadece 1 adet Trabzon Ekmeği alabilecek. Ayçiçek yağı bir çok haberde gündem olmuştu. Bu tür gıda ürünleri ihracata yönelik üretildiği için yurt içinde fiyatlaması dünya piyasalarıyla senkron oynayabiliyor. Bir ay içinde neredeyse 3 katına çıkacak şekilde TL karşısında değeri arttı Ayçiçek yağının. Mesela bu yılın başlarında 10 metrekare halı yıkayarak 5 litre ayçiçek yağı alabilen halı yıkama işletmeleri şu sıralar 25 metrekareye yakın bir halı yıkama yapması lazım ki aynı ayçiçek yağını alabilsin. Bu tam olarak ülkenin topyekûn fakirleşmesidir dostlar. İnsanların rakamları takip

FUARIN MİSAFİRİ VS EV SAHİBİ

Uzun bir aradan sonra İstanbul'da sizlerle buluşmuş olmanın heyecanı içindeyim. Bir çok iş ortağımı, arkadaşımı, okurumu ağırlama fırsatı bulduğum CLEANEURASIA TEMİZLİK VE BAKIM FUARI'nı dört günlük maratonun sonunda geride bıraktık. Fuar ile ilgili izlenimlerimi ifade etmekte fayda görüyorum. İlk olarak söylemeliyim, Aralık ayının ilk haftası fuar için eşsiz bir tarih. Daha önce 1 - 3 Aralık 2017'de PULLMAN Hotel'de düzenlediğimiz organizasyon da CLEANEURASIA gibi satış hacmi ve ziyaretçi profili açısından bereketli geçmişti. Daha önce Kriz mi fırsat mı? yazımda paylaştığım karşılaştırma grafiğinin güncel halini tekrar paylaşmak istiyorum. Bu grafikte iki değer çok önemli. Bir tanesi aralık ayında her yıl yaşanan düşüş. Tüm yıllar kıyaslandığında aralık ayında ciddi bir arama hacmi düşüşü gözlemliyoruz. Bu da temizlik sektörünün neredeyse her yıl aralık ayının başında dünya genelinde durma noktasına kadar gerilediği gerçeğini gösteriyor. Bakın bu grafik Google Tre

İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN

Değerli dostlar. Uzun zamandır gündemimiz ekonomi. Bu yazımda ülkemizin, sektörümüzün, firmamızın ekonomik durumları ile ilgili bir kaç kelam etmeyi planlıyorum. Ülkemiz uzun zamandan beri bu denli büyük bir ekonomik sıkıntı içine girmemişti. Benim ticari hayatım boyunca hiç karşılaşmadığım bazı olaylar geçtiğimiz bir ay içerisinde birkaç kez yaşandı. Mesela malzeme tedarik ettiğimiz işletmeler bir süreliğine satış yapmama kararı aldı. Bazı işletmeler 15 gün kapanma kararı aldı. Bazı işletmeler fiyat veremiyor. Bazı işletmeler ise mal alamadığı için mal veremiyor. Peki neden bu olağan üstü durumlar gerçekleşiyor? Öncelikle kullandığımız para birimi her ne kadar TL olsa da malesef bizim gibi ithal hammadde, parça ve yarı mamül kullanarak üretim yapan işletmeler alımlarını dövize bağlı fiyatlardan yapıyor. Bu arada ülkemizde üretilen bazı hammaddelerin (demir, plastik vs.) fiyatı da dövize bağlıdır. Eğer TL üzerinden değerleme yapılsa ve fiyatları düşük tutulsaydı diğer ülkeler bu ürünle